Ümit Uslu, Futbolun Geleceğini Değerlendiriyor!

 

Futbol Kulüpleri Patronların Eline Geçebilir?

 

Futbol kulüplerinin zengin işadamları tarafından satın alınması Türkiye’de pek de alışık olmadığımız belki de kolay kolay kabul edemeyeceğimiz bir modeldir. Türk insanın kabul edemeyeceği bu durum için tehlike sinyalleri sizce çalmaya başlamadı mı? Ümit Uslu ‘nun yorumunu aşağıda bir analiz edelim.

 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun kulüplere verdiği harcama limit kararı verirken bankacıların etkisi altında verdiği aşikardır. Bu süreçte kulüplerimizin kapısına kilit vurulmaması ya da patronların eline geçmemesi için taraftarlar sabırlı, kulüplerin ise çok dikkatli olması gerekiyor. Dikkat edilmezse size olacağı söyleyeyim “kulübe önce kayyum atanır, sonra da zengin işadamlarına pazarlanır”.

 

Türkiye Futbol Federasyonun Türk futbolunun kurtuluş reçetesi olarak ortaya koyduğu tez bence yanlıştır. İstikrar için günü kurtarma reçeteleri yerine yapısal sorunların üzerine gidilmelidir. Asıl kurtuluş reçetesi: kısa vadeli kararlar yerine uzun vadeli planlar ve ilkeli bir duruş sergileyerek olur. Bir yabancı kuralı aldı başını gidiyor. En basit örnek olarak 2007-2008 sezonunu verebilirim. O sezon yabancı oyuncu kuralının en karmaşık dönemi olduğu yıldır. Sezon 6+1 ile başladı, devre arasında 6+2 oldu sezon biterken kural 6+2+2’ydi. Bu şekilde yapılan planlama ile nereye kadar başarılı olunur? Günümüzde hala yabancı kuralı tartışması devam ettiğini üzülerek gözlemliyorum.

 

Gelelim harcama limitlerine;

 

Kasımpaşa borçlu olmadığı için bankalarla işi olmadığı için cezalandırılıyor.

Geçen sezon futbolcu satışından ortalama 200 milyon TL kâr eden Kasımpaşa tek kârlı kulüp olduğu halde limitleri en düşük kulüptü.

 

Kasımpaşa, son 4 sezonda oyuncu satışlarından toplam 34 milyon euro gelir elde etti. Bankalara hiç borcu olmayan Kasımpaşa cezalandırılıyor.  Aşağıda isimleri satarak büyük karlar elde eden Kasımpaşa'nın harcama limiti 69.248.141 olarak belirlenmiş. Bu limitler neye göre belirleniyor anlamış değilim.

 

 

Mbaye Diagne: 13 milyon euro'ya Galatasaray'a,

 

Trezeguet: 10 milyon euro'ya Aston Villa'ya,

 

Eren Derdiyok: 4 milyon euro'ya Galatasaray'a,

 

Ryan Babel: 2,5 milyon euro'ya Al-Ain FC'ye,

 

Ryan Donk: 2,5 milyon euro'ya Galatasaray'a,

 

Özer Hurmacı: 1,5 milyon euro'ya Trabzonspor'a,

 

Samuel Eduok: 400 bin euro'ya Erzurumspor'a.

 

Türk futbolunu iyi yönetemezsek kulüplerimiz iflas bayrağını çeker. Bir de bakmışız gönül verdiğimiz kulübümüz satılmış.

 

Bugün İtalyan ekibi Roma, 591 milyon euro karşılığında Amerikalı milyarder Dan Friedkin'e satıldı. Aston Villa, Çinli iş adamı Tony Xia ,95 milyon dolar satın aldı. İnter, kulübünün yüzde 70 hissesini 2013’te Endenozyalı Erik Thohir, Moratti ailesinden satın aldı.

 

Manchester United, Arsenal, Liverpool ve Manchester City gibi ülke futbolunun temel taşı olan kulüpler birer birer yabancılara satıldı. Futbol kulüpleri zenginler için pahalı birer oyuncağa dönüşmüş durumda.

 

Önümüzdeki yıl bir bakmışsınız başta Başakşehir olmak üzere kulüplerimizi Çin’li işadamları, Rus ve Amerikalı milyarderler ile Arap işadamları satın alırsa ne hissedersiniz?

 

Türk futbolunun kurtuluş reçetesi;

 

1-) Altyapıya önem vermemiz gerekir. En önemlisi de altyapıda torpilin önüne geçilmesi, liyakatın ön plana çıkarılması gerekir.

1. Altyapı hocasının maaşı asgari ücret,


2. Altyapıda su akmıyor,


3. Tesis yok, imkan yok. Buradan yıldızların yetiştirilmesini imkansız. Önce bu sorunların üstesinden gelinmesi gerekir.

 

2- ) Altyapıda yetişen çocukların karnı iyice doyurulmalıdır. Aç karna maça çıkan bir çok altyapı futbolcusu olduğunu biliyoruz.

3-) Yabancı kuralı için bir limit belirlenmeli ve bu limit 10 yıl boyunca sabitlenmelidir.

 

Dr. Ümit Uslu ’nun twitter adres: https://twitter.com/umit_uslu